Bir Rinoplasti Öyküsü

Burun anatomik yapı itibariyle yüzün en belirgin kısmında bulunduğu için önemli organdır. Hem kozmetik açıdan hem sisteminde üstlendiği fonksiyonlar açısından, birçok probleme maruz kalabilmektedir. Yenidoğan hastalarımızdan tutun da, ileri yaş hastalarımıza kadar, burundan kaynaklanan hastalıklar hayat konforunu ciddi şekilde etkileyebilmektedir.

Burun problemleri; yenidoğan döneminde anne sütü alırken nefessiz kalıp beslenemeyen bebekler, hayatın ilk adımlarını atarken üzerlerine titrememize rağmen, onlarca kez düşüp burunlarına travma alan süt çocuğu dönemi, burunlarından lego parçaları veya düğme, boncuk çıkardığımız sayısız oyun çağı çocukları, ilköğretim dönemlerinde okulda çarpışan ve burun kanamasıyla gelen okul çocukları, iddialı halı saha maçlarının sonlarında genelde eski burnunu sahada bırakıp darbeli burunla koltuğuna iki kişinin girip getirdiği hastalarımız vb.; bu liste saymakla bitiremeyeceğimiz çeşitlilikte ve hepsinin yolları kulak burun boğaz poliniğinin önünden geçmektedir. Bu kadar uzun bir listede, biz bu yazımızda, travmaya bağlı burunda hem nefes almada zorluk hem de görsel problemi olan, Elif hanımla operasyona dair süreci konuştuk ve kendisinin gözünden bu süreci bizimle paylaşmasının hastalarımıza vereceğimiz en kıymetli bilgi olacağını düşündük.

Dr. M. Yanılmaz; Elif Hanım hoş geldiniz.

Elif C; Hoş bulduk teşekkür ediyorum.

Dr. M. Yanılmaz; Seni bugün sınav yapmaya karar verdik operasyonu ne zaman oldun, operasyon öncesi ve sonrasındaki süreci bizimle paylaşabilir misin, çünkü hastalarımız bu süreci çok merak ediyor.

Elif C; Operasyonu olalı yaklaşık 8 ay oldu ve bu süreç nasıl geçti inanın pek anlayamadım. Küçük yaşlarda burnuma aldığım darbe sonrasında, ilerleyen zamanlarda hem nefes almamın zorlaştığını, hem de burun kemiğinde dışarıdan da eğrilmeler olduğunu fark ettim. Bu durum için 17 yaşlarındayken size gelmiştim ve 18 yaşını doldurduktan sonra burnumun son şeklini alacağını ve ondan sonra düzeltilebileceğini bana söylediniz. Bu süre içinde operasyon olmuş birkaç arkadaşımla konuştuğumda sürecin zorluklarını ve fazlasıyla sıkıntı yaşadıklarını anlattıklarından dolayı 3-4 yıl operasyon fikrini erteledim

Dr. M. Yanılmaz; Yani yaklaşık 3-4 yıl ortalıktan kaybolmanın sebebini de öğrenmiş olduk

Elif C: Kaçmaktan başka çarem yoktu (tabi bu arada okulumu bitirmeyi düşündüm) ancak en son sizinle görüştüğümüzde burun operasyonlarında yeni bir teknikten söz ettiniz.

Dr. M. Yanılmaz; Ultrasonik burun operasyon tekniğini söylüyorsunuz.

Elif C; Evet, o yöntemle ağrı, sızının yok denecek kadar az olduğunu, şişlik ve morarmanın ise çok az olabileceğini söylediniz. Bu durum cesaretimi toplamama neden oldu ve operasyon olmaya karar verdim. Karar verdikten sonra fotoğraflama ve yüzüme uygun şekilde olabilecek ve aynı zamanda rahatça nefes abileceğim bir şekil üzerinde karar verdik. Operasyon öncesinde yapmam gerekenler bana anlatıldı ve ondan birkaç saat öncesinde merkezinize gelip yatışım yapıldı.

Dr. M. Yanılmaz; Bu süreç heyecanlı mıydı?

Elif C; Operasyona karar vermeden önce kafam oldukça karışık heyecanlıydım, sürekli git-geller yaşıyordum. Olsam mı olmasam mı? Etrafta negatif bir sürü örnekler vardı ve bu beni de korkutuyordu, ancak sizinle bu süreci planlayıp kararlaştırdıktan sonra o karışıklık, yerini tatlı bir heyecana bıraktı O heyecan da operasyon odasına alındığımda beni arşılayan anestezi ekibinin sıcak kanlı ve profesyonel yaklaşımıyla kaybolup gitti. Uyurken en son sizin ‘iyi uykular Elif Hanım, rahat olursanız, rahat uyanırsınız’ sözlerinizle uyudum. Uyandığımda serviste yatağımdaydım ve yüze uygulanan soğuk hava maskesiyle birkaç saat dinlenince kendime geldim. Aynı gece hastanede dinlenip ilaç ve soğuk uygulama yapıldı ve sonraki gün taburcu oldum. Operasyon sonrası 4. ve 7. günde kontrollerime geldim ve 10. günde artık oldukça rahatlamıştım.

Dr. M. Yanılmaz; Belki de en çok merak edilen konu şudur, çok fazla ağrın, sızın oldu mu? Yüzünde aşırı şişlik ve morluklar oldu mu?

Elif C; Ağrı olarak çok rahattım neredeyse ağrı kesici kullanmadım diyebilirim. Yüzümde şişlik çok az oldu ve 2-3. günden sonra azalarak, iki haftadan sonra ortadan kalktı, morarma ise hiç olmadı. Beni belki de en çok rahatsız eden burunda bir miktar kabuklanma ve akıntı oldu, o da bir iki hafta içinde azalarak düzeldi zaten. İlk 6 ay gözlük kullanamadım, onun dışında hayatımda etkilendiğim bir durum oluşmadı.

Dr. M. Yanılmaz; Operasyon öncesi planlama ile operasyon sonrası şu anki burun birbirine yakın bir sonuç mu oldu senin için?

Elif C; Bu konu operasyon öncesi benimde kafamda bir soru işaretiydi, çünkü sonuçta makinadan bir ürün çıkarılmıyordu. Resimdekinin aynısının olma imkanı zor bir durumdu, ancak şunu gönül rahatlığıyla diyebilirim ki plaladığımız şeklin % 99’unu yakaladık.

Dr. M. Yanılmaz; Bu tabii bizim için çok keyif verici bir oran. Gerçekten oldukça başarılı bir sonuç oldu. Peki hastalarımıza konuyu toparlayıcı bir şey söylersek (artık tecrübeli birisi olarak) neler önerirsiniz?

Elif C; Öncelikle şunu demek isterim; burun operasyonu olmadan önce gerçekten kafa karışıklığı yapan onlarca neden vardı, etraftaki söylentiler, sosyal medyadaki karmakarışık reklamlar, operasyon korkusu vs. tüm bunların üstesinden gelebilmek ve doğru bir yola girebilmek için bu kararı doktoruyla beraber vermelerini, planlamayı birlikte yapmalarını, sosyal medyanın etkisinde kalmamalarını öneriyorum.

Ayrıca bu operasyonu yapan çok sayıda doktor ve merkez var, hepsi de oldukça başarılı sonuçlar verebilir, önemli olan karşılıklı güven ve birlikte karar alabilme uyumu. Doktorunuza ne istediğinizi açıkça ve ayrıntılı şekilde anlatmanızı, hastane ve doktorunuzu iyi belirlemenizi öneriyorum. Tüm bunları bana sağladığı için, güvenli ve özenli bir süreci yönetip bana bu çok önemsediğim operasyonu neredeyse hiç hissettirmeden yaşattığı için, ve bana böyle bir yazıda yaşadıklarımı anlatma fırsatı verdiği için Op. Dr. Muhammed YANILMAZ’a ve ekibine çok teşekkür ediyorum.

Dr . M. Yanılmaz; Elif Hanım ben size teşekkür ediyorum. Güler yüzünüz ve pozitif yorumlarınız işimizi daha rahat yapmamızı sağladı, hastalarımızın yararlanacağı bilgilendirmeler yaptınız bana açıklayacak bir şey kalmadı, Rize’den getirdiğin kavurmalardan bir daha isteriz ama Sonuçta çok önemli bir bilgi olarak şunu paylaşmak istiyorum, burun operasyonlarında kemiği şekillendirmek için artık çekiç, keski, törpü kullanmıyorum. Avrupa’da son 5-6 yıldır gittikçe artan şekilde kullanılan ve güvenliği üst düzeyde olan, ultrasonik ses dalgalarıyla kemiğe ve sert dokulara şekil veren Piezo cihazından faydalanıyorum. Bu yöntemle hastalarımızda ağrı, morarma şikayeti minimuma inerken, operasyon güvenliği ve konforu da üst düzeye çıkmaktadır. Bu yöntemde yumuşak doku hasarı neredeyse olmamakta, kemik veya sert kıkırdak yapılar ise istenildiği yerden ve istenildiği kadarıyla şekillendirilebilmektedir.

Bir başka yazımızda, umarım ultrasonik ses dalgalarıyla kemiğe şekil verme tekniği üzerinde daha ayrıntılı durma imkanımız olur, çünkü Elif Hanım fazlasıyla ayrıntılı bilgiyi zaten verdi, kendisine beni kırmadığı için tekrar teşekkür ediyorum.

KBB Uzmanı
Op. Dr. Muhammed YANILMAZ
RANDEVU AL
KBB Uzmanı

Konu Başlıkları

Bu sayımızda yer alan içerikleri sitemiz üzerinden de okuyabilirsiniz. Konu başlıklarımız aşağıdaki gibidir.

Dikkat! Seröz Otitis Media (SOM) İşitme Kaybına Yol Açabilir

Dikkat! Seröz Otitis Media (SOM) İşitme Kaybına Yol Açabilir

Seröz Otitis Media (Kulakta sıvı toplanması) ya da diğer adıyla Kronik Efüzyonlu Otitis Media (KR.EOM) işitme kaybına yol açarak yaşam kalitesini düşüren, ihmal edilmemesi gereken bir durumdur.
Vertigo (Baş Dönmesi) çaresiz değil!

Vertigo (Baş Dönmesi) çaresiz değil!

Vertigo (baş dönmesi) kişinin iş ve sosyal yaşamını olumsuz etkileyerek hayat kalitesini düşüren ve toplumun büyük bir bölümünde rastlanan bir durumdur.
Bir Rinoplasti Öyküsü

Bir Rinoplasti Öyküsü

Elif Hanım ile operasyona dair süreci konuştuk ve kendisinin gözünden bu süreci bizimle paylaşmasını istedik.
Şu anda bu konuyu okumaktasınız.
Burun Tıkanıklığınızın Nedeni Obezite Olabilir

Burun Tıkanıklığınızın Nedeni Obezite Olabilir

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından sağlığı bozacak ölçüde vücutta aşırı yağ birikmesi olarak tanımlanan obezite uykuda nefes durması hastalığını da tetiklemektedir.