Tiroid nodüllerinde ameliyatsız tedavi
Tiroid Nodüllerinde Ameliyatsız Tedavi: Radyofrekans Ablasyon (RFA)
Radyofrekans ablasyon tiroid nodülü tedavisinde etkin, güvenli ve 2006 yılından itibaren dünyada uygulanan bir yöntemdir.
Tiroid nodülleri kadınlarda erkeklere göre daha sıklıkla görülür. Yaşla birlikte görülme oranı artar. 50 yaş ve üstündeki insanlarda nodül saptanma oranı % 50‘nin üstündedir. Bu nodüllerin büyük bir çoğunluğu iyi huylu, yaklaşık % 5-10‘u kötü huylu nodüllerdir. İyi huylu nodüllerin de bir kısmı şikayet oluşturur ve tedavi gerektirir. Bası semptomları, kozmetik problemler ve hiperfonksiyone (hızlı çalışan) tiroid dokusu bunların başlıcalarıdır.
Büyük nodüller boyundaki önemli anatomik yapılara bası yaparak yutma güçlüğü, solunum sıkıntısı, yabancı cisim hissi, horlama, ses kısıklığı gibi şikayetlere neden olurlar. Boyunda şişlik gibi kozmetik problemler hastalarda anksiyete oluşturabilir. Hiperfonksiyone nodüller aşırı hormon salınımına neden olarak; terleme, çarpıntı, kilo kaybı, saç dökümesi, sinirlilik gibi (hipertiroidi) belirtileri yaparlar.
Tiroid nodüllerinin tedavisinde yıllarca cerrahi eksizyon kullanılmıştır. Ancak tiroid ameliyatından sonra hastanın boynunda rahatsız edici bir skar (yara izi ) kalmakta, bazı hastalarda da hipotiroidi (tiroid bezinin az çalışması) gelişmektedir. Bu durum hastanın hayat kalitesini ciddi olarak etkilemektedir. Bir diğer problem ise genel anestezi risklerini almak ve ameliyat sonrası parathiroid fonksiyon anormalliklerinin gelişebilmesidir. Tüm bunlar tiroid nodüllerinin tedavisinde minimal invazif alternatiflerin araştırılmasını teşvik etmiştir. Lazer ablasyon, etanol ablasyon, mikrodalga ablasyon, radyofrekans ablasyon tedavileri bu ihtiyaçtan doğmuştur.
Radyofrekans ablasyon tedavisi nasıl yapılır?
Radyofrekans ablasyon tiroid nodülü tedavisinde etkin, güvenli ve 2006 yılından itibaren dünyada uygulanan bir yöntemdir. Dokunun içindeki ısıyı arttırarak termal hasar oluştuma ve hücreleri tahrip etme prensibine göre çalışır.
Tedavi için hastanın nodülüne biopsi ile önceden iyi huylu tanısı konmuş olması gerekir. Hastanın işlem öncesi aç kalmasına veya hazırlık yapmasına gerek yoktur. İşlem için önce lokal anestezik ile iğnenin gireceği yer uyuşturulur. Daha sonra özel RFA elektroduyla (iğne) nodülün içine girilir. Ultrasonla eş zamanlı takip ederek radyofrekans enerjisi verilir. Nodülün boyutuna göre işlem süresi değişmekle beraber ortalama işlem süresi hazırlık aşaması dahil 30 dk dir. Nodülün tamamının etkilendiği görüldükten sonra elektrod çıkartılır ve işlem yeri temizlenerek hasta kaldırılır. İşlemden 1 saat sonra hasta normal yaşantısına dönebilir. İşlem esnasında ciddi bir ağrı ve rahatsızlık duyulmaz.
Literatürdeki yayınlarda; işlem sonrası nodülün 6-12 ay içinde yaklaşık % 33-93 oranında küçüldüğü bildirilmiştir. Bizim olgularımızda küçülme % 62-88 civarındadır. Cerrahi sonrası görülen komplikasyonların görülme oranı RFA da çok daha düşükdür. Ayrıca işlem sonrası nodül küçülmekle beraber, içeriği de bağ dokusuna dönüşmektedir. Bundan dolayı tiroid nodülü olan hastaların rutin ultrasonografi takibi gerekirken, RFA tedavisi görmüş hastalarda bu zorunluluk ortadan kalkmaktadır.