Çocuğum Duyuyor mu?
Dünya nüfus geneline bakılacak olursa, 466 milyon insanın işitme kaybı yüzünden engeli vardır. Ve bunların 34 milyonunu çocuklar oluşturmaktadır.
Çocukluk çağı işitme kayıplarının % 60’ı önlenebilir nedenlerle olmaktadır.
Erken teşhis ile çocukların sonraki yaşlarında işitme engelli olması önlenebilir.
Özellikle erken yaştaki teşhis ve tedavi ile bebeklerin dil gelişimi ve eğitimi sağlanabilir.
İşitme engelli kime denir?
Dünya sağlık örgütü (WHO) kriterlerine göre, erişkinlerde iyi duyan kulağında 40 dB kaybı olan, çocuklarda ise 30 dB işitme kaybı var ise işitme engelli olarak değerlendirilir.
İşitme kaybı nedenleri
İşitme kaybı iki türlü olabilir:
Birincisi doğumdan itibaren olan nedenler
- Hamilelik esnasında geçirilen enfeksiyonlar (kızamıkçık,frengi gibi hastalıklar)
- Düşük doğum ağırlığı olması
- Doğum sırasında asfiksi (doğum anında oksijen eksikliği)
- Hamilelik esnasında kullanılan bazı ilaçlar
- Şiddetli yeni doğan sarılığı
İkincisi sonradan edinilen sebepler
- Çocukluk çağı bulaşıcı hastalıkları (kabakulak, kızamık, menenjit gibi)
- Tekrarlayan orta kulak iltihapları
- Tekrarlayan veya geçmeyen orta kulakta sıvı birikimleri
- Kulak veya kafa yaralanmaları
- Gürültü
Ülkemizde 2004 yılından itibaren yeni doğan işitme tarama programı başlatılmıştır. Tüm yen idoğanlara otoakustik emisyon testi zorunlu tutulmaktadır. Testten geçemeyen bebeklere 15 gün sonra tekrar test yapılması yine testten geçemez ise ilgili branş ve merkezlere yönlendirilmesi gerekmektedir.
Tarama testi olan otoakustik emisyon kulak kanalına yerleştirilen prob aracılığı ile verilen sese karşı işitme organı koklea tarafından oluşan yanıtın ölçülmesine dayanır. Genelde 30 dB ve üzeri işitme kaybı olduğunda yanıt alınamaz.
Tarama testinden geçemeyen çocuklarda genelde birinci aydan sonra ABR/BERA testi uygulanarak işitme fonksiyonu hakkında kesin bilgi alınabilir. Kafa probları kullanılarak sesli uyaran verilerek sesin oluşturduğu elektriksel aktivitesinin ölçümüne dayanan bir testtir.
Testten geçemeyen hastalarda tam kulak burun boğaz muayenesi yapılmalı. Kulak yolunda buşon veya kulak zarı arkasında sıvı birikimi var mı bakılmalıdır.
Riskli grupta olan çocuklarda tarama testinden geçse bile yine odyolojik değerlendirme gerekir. Özellikle uzun süre küvozde kalan bebekler ağır derecede yeni doğan sarılığı geçirdiyse tekrar değerlendirme yapmak gerekir.
Sonradan işitme kaybı geçiren çocuklarda ise ses karşı tepkisizlik ilk belirti olabilir. Konuşma ve dil gelişiminde gecikme, telaffuz bozuklukları, televizyonu yüksek sesle dinleme, seslenildiğinde tepki vermeme ve ya söylenenleri tekrar ettirme var ise işitme kaybı açısından değerlendirmek gerekir.
Genelde üç yaşa kadar muayene sonrası patoloji yok ise BERA testi ile değerlendirmek gerekir. 3 yaş sonrası uygun çocuklarda oyun odyometrisi yapılabilir. Eğer dil gelişimi yeterli ise uyuma bakılarak saf ses odyometrisi de yapılabilir.