Vertigo (Baş Dönmesi)

Vertigo Latince dönmek ve döndürmek anlamlarına gelen ‘vertere ’ kelimesinden köken almaktadır. İngilizce’de de inverter yani ters döndürmek kelimesi de aynı kökenden türemiş bir kelimedir.

Periferik vertigo dediğimiz ve kulak burun boğaz hastalıkları sonucu oluşan vertigo (baş dönmesi), başka bir deyişle beyinle ilgili yapılardan kaynaklanmayan yani iç kulakta yer almakta olan denge kanalları, (yarım daire kanalları) denge keseleri, denge siniri ve denge sinirine ait denge çekirdeklerinden köken alan bir hastalık olup kulak burun boğaz polikliniğine başvuran hastalarımız arasında sık karşılaşılan bir durumdur. Vertigo iç kulakta yer alan bu yapılardan bir veya birkaçının rahatsızlığı sonucu oluşabilmektedir. Tüm baş dönmesi ve dengesizlik hastaları incelendiğinde bu şikayetlerin %40 civarındaki bir kısmının iç kulaktaki bu yapıların etkilenmesi sonucu oluşan periferik (yani iç kulak sistemi kaynaklı) vertigo olduğu görülmektedir. Buradan da anlaşılabileceği üzere vertigo (baş dönmesi) ve dizziness (dengesizlik) şikayeti bir çok nedene bağlı oluşabilmektedir. Beyin ve beyincikle ilgili hastalıklar, görme ile ilgili hastalıklar, kalp ve damar sistemi hastalıkları, şeker hastalığı ve tiroid bezi hastalıkları gibi endokrin hastalıklar, vitamin eksikleri, kas iskelet sistemi hastalıkları, panik atak ve depresyon gibi psikiyatrik hastalıklar ve daha birçok hastalık bu şikayetlerin ortaya çıkmasına sebep olabilmektedir. Bu kadar farklı sebepleri olduğundan ötürü doğru tanı için hastaların şikayetlerinin detaylı olarak öğrenilmesi çok önemlidir.

Vertigo hastanın etrafının dönmesi şeklinde hissettiği ve aslında olmayan bir hareketin algılandığı bir dönme veya bazen sallanma ve itilme tarzındaki bir hareket ilüzyonudur. Denge sistemini ilgilendiren hastalıklardan kaynaklanmaktadır.

İç kulak hastalıkları ile ilgili problemlerin tetiklediği (baş dönmesi) vertigo genelde beyin hastalıkları nedeniyle tetiklenen vertigolara oranla çok daha şiddetli ve hastaları çok daha fazla rahatsız eder tarzda olmaktadır. Ani başlangıçlı olan ve özellikle iç kulak yapıları olan yarım daire kanalları, denge kesecikleri (utrikül ve sakkül) ve işitme salyangozunu (koklea) etkileyen hastalıklarda baş dönmesi şikayeti çok şiddetli olabilmektedir. Periferik vestibuler sistem (iç kulak) hastalıkları içerisinde en sık görülenler kısaca aşağıdaki gibi listenebilir.

  • Benign Pozisyonel Paroksismal Vertigo (kristal saçılması)
  • Meniyer Hastalığı ve Sendromları (iç kulakta sıvı artışı)
  • Vestibüler Nörinit (denge siniri iltihabı)
  • Perilenfatik fistül (iç kulakta delinme)
  • Akut ve Kronik Effüzyonlu Otitis Media (orta kulakta sıvı birikmesi)
  • Kronik Kolesteatomalı Otitis Media (kronikleşen kulak iltihabı)
  • Labirentit (yarım daire kanalları iltihabı)
  • Ototoksisite (ilaç yan etkisi)
  • Travmaya bağlı iç kulak hasarı
  • Denge siniri tümörleri
  • Otoskleroz (orta kulakta kireçlenme)

Baş dönmesi hastalarında muayene sırasında tespit edilen en önemli bulgu hastaların gözlerinde oluşan göz kayması (nistagmus) şeklindeki göz hareketleridir. Bu bulgu muayene yapan doktorun hem hastalığın beyinden mi yoksa kulak hastalıkları sonucu mu olduğunu anlamasına yardımcı olurken hem de kulak kaynaklı ise hastalığın sebebini tespit etmesinde oldukça faydalıdır.

Baş dönmesine neden olan KBB hastalıklarından en sık karşılaşılan üç hastalıktan biraz daha detaylı bahsetmek uygun olacaktır:

Kristal saçılması (Benign pozisyonel paroksismal vertigo)

Benign pozisyonel paroksismal vertigo (BPPV) tüm vertigo nedenleri içerisinde en sık görülen hastalıktır. BPPV çoğunlukla kafa travmalarını takiben ortaya çıkmaktadır. Travmalar dışında geçirilen üst solunum yolu enfeksiyonları, uzun yatak istirahatleri, ağır spor aktiviteleri, uzun seyahatler de kristallerin kaymasına neden olabilir. Saçılan kristaller yarım daire kanalları etkilenmesine neden olmaktadır. Denge kesesinden (utrikül) kaynaklanan kristallerin yarım daire kanalları içerisinde serbest olarak dolaşmasına bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Kristal saçılması hastalığı aniden başlamaktadır ve hastalar başladığı anı çok net hatırlamakta, anlatabilmekte ve bu da hastalığın tanısının konmasına oldukça yardımcıdır.

Yarım daire kanalları başımızın sağa sola, öne arkaya ve çapraz yönde olan açısal hareketlerini algılamakla görevli olduklarından kristal saçılması hangi kanalda olduysa başımız etkilenen kanalın doğrultusunda hareket ettiğinde hastada şiddetli bir baş dönmesi ortaya çıkmaktadır. Her iki kulağımızda 3’er tane olan yarım daire kanalları arka, yan ve ön kanal olarak adlandırılmakta ve kristal saçılması %90 oranında arka kanalda olmaktadır. Yarım daire kanalının içinde serbest olarak dolaşmaya başlayan bu kristaller içinde bulunduğu yarım daire kanalının baş hareketi ile yer düzlemine dik pozisyona gelmesi ile beraber yerçekiminin etkisiyle aşağı yönde hareket eder ve bunun sonucunda etkilenen kulak tarafında olmayan bir hareket algısına neden olur. Normalde denge sisteminin düzgün çalışabilmesi için her iki kulağımızdan birbiri ile uyumlu bilginin beyine ulaşması gereklidir. Ancak bir kulakta oluşan bu anormal uyarı her iki kulağımızdan beyine farklı uyarılar gitmesine ve sonuçta da baş dönmesi hissinin ortaya çıkmasına neden olur. Yarım daire kanalının içinde anormal harekete sebep olan kristal hareketinin durması ile birlikte hastanın baş dönmesi (vertigo) ortadan kalkar. Burada ortaya çıkan baş dönmesi çoğunlukla 1 dakikadan daha kısa sürmekte ve bulantı ile birlikte görülebilmektedir. Bu yüzden hastalar özellikle yataktan kalkarken ya da sağa sola dönerken ilk önce şiddetli bir baş dönmesi yaşadıklarını sonra baş dönmesinin durduğunu hareket ettiklerinde tekrarladığını ancak ilk seferki kadar şiddetli olmadığını ifade etmektedirler.

Şikâyetler hastanın baş hareketleri ile ortaya çıkar. Çoğunlukla arka yarım daire kanalının etkilenmiş olmasına bağlı olarak hastaların özellikle aşağı bakış, yukarı bakış ve sırtüstü pozisyonda yatmaları semptomların ortaya çıkmasına neden olur. Hastalar bu nedenle yüksek yastıkta veya oturur şekilde yatmayı tercih ederler. Semptomların 1 dakikayı geçmemesine bağlı olarak çoğunlukla kusma görülmez ancak hastaların hemen tamamında bulantı hissi oluşabilmektedir.

Tanıda hastaları sedyede yatırarak ve başını sağa ve sola çevirerek bazı manevralar yaptırılmaktadır. Bu hastalığın tedavisinde de etkilenen yarım daire kanalının hangisi olduğuna göre değişen manevra tedavileri yapılmakta ve bu şekilde hastalık tamamen düzeltilebilmektedir. Bu hastalıkta ilaç tedavileri genelde destek tedavileri şeklinde olmakta olup hastalığın ana tedavisi uygun manevraların bu konuda tecrübeli bir KBB doktoru tarafından yapılmasıdır.

MENİYER HASTALIĞI/SENDROMU

Meniyer Hastalığı/ aynı zamanda endolenfatik hidrops sendromu olarak bilinmektedir. Meniyer Hastalığı 10 yaş altında nadiren görülürken kadınlarda görülme sıklığı erkeklere oranla daha fazladır. Ortalama olarak en sık 40-50 yaş aralığında görülmektedir. Çoğunlukla tek kulak hastalıktan etkilenirken hastaların %10 kadarında her iki kulak da hastalıktan etkilenebilmektedir.

Hastalık belli periyodlarda tekrar eden baş dönmesi, kusma-bulantı atakları ve dalgalı bir işitme kaybı ile ortaya çıkmaktadır. Atakların neredeyse tamamında eşlik eden hasta kulakta dolgunluk ve çınlama mevcuttur. Atak sırasında oluşan işitme kaybı atak sonrasında düzelmekte ancak yıllar içinde işitme kaybı kalıcı olmaya başlamaktadır.

Meniyer hastalarının yaşadığı vertigo atakları genellikle çok şiddetli olup hastalarda ciddi korku hali mevcut olup hastalar yoğun panik halindedir. Hastanın muayenesinde çoğunlukla sağlam kulak yönünde nistagmus mevcuttur. Vertigo atağı çoğunlukla 3-4 saatte sonlanmaktadır ve Meniyer Hastalığında yaşanan vertigo atakları asla 24 saatten uzun sürmemektedir. Ancak hastalarda hareket dengesizliği mevcut olup baş hareketleri ile artabildiğinden hastalar hareket etmekten kaçınırlar. Kulaktaki dolgunluk kulak ağrısı olarak tarif edilebilir. Hastalarda ataklar sırasında tıpkı migren hastaları gibi sesten rahatsızlık duyarlar.

Acil servise başvuran baş dönmesi, kulak dolgunluğu, işitme kaybı, çınlama ve kusma-bulantı şikayeti mevcut bir hastada yapılan incelemeler sonrasında başka bir hastalık düşünülmüyorsa en olası tanı Meniyer Hastalığıdır.

Bu hastalarda atak tedavisinin uygun şekilde ve hızlı yapılması hastanın yaşamakta olduğu panik ve ölüm kokusunun azalmasını sağlayacaktır.

Meniyer hastalığının tedavisini atak tedavisi ve devam tedavisi şeklinde ikiye ayırarak düşünmek gerekir. Atak sırasında antihistaminikler, kortizonlar ve bazen de santral etkili güçlü sakinleştiriciler vermek gerekebilir. Atak sonrası ara dönemde hastaların tedavisine yön veren kriterler ise yılda geçirilen atak sayısı ve hastanın etkilenen kulağındaki işitme kaybının seviyesidir. Az atak geçiren ve işitmesi iyi olan hastalarda ağız yoluyla alınan haplar ile tedaviye başlanabilir. Ancak sık atak geçiren ve işitme kaybı kalıcı olmaya başlamış hastalarda kulağa direkt olarak iğne tedavisiyle yapılan ilaçlar ataklar üzerinde oldukça etkili olabilmektedir.

Hastaların yaşam tarzı değişikleri de ataklar üzerine etkilidir. Çok yoğun olmayan spor aktiviteleri tedavi için önerilmektedir. Stres ataklar üzerine olumsuz etki göstermektedir. Mayalı yiyeceklerin ve içecekleri tüketiminin azaltılması ve tuz tüketiminin kısıtlanması da ataklar üzerine olumlu etki göstermektedir.

VESTİBÜLER NÖRİNİT (Denge siniri iltihabı)

Vestiblüler nörit viral enfeksiyonlara bağlı olarak ortaya çıkan, nörolojik (beyin ile ilgili) bulguların olmadığı ve işitme kaybının eşlik etmediği ani başlayan tek taraflı olarak vestibüler (denge) sinirin fonksiyon kaybına bağlı olarak ortaya çıkan şiddetli bir baş dönmesi (vertigo) tablosudur. Çoğunlukla hastalar sorgulandığında yakın zamanda bir üst solunum yolu enfeksiyonu geçirdiklerini ifade ederler. Hastalık bu üst solunum yolu enfeksiyonunu takiben 1-2 hafta içinde ortaya çıkmaktadır. Tüm vertigo nedenleri içerisinde en şiddetli bulgulara neden olan hastalıklardandır ve şiddetli baş dönmesi en az 3 gün sürmektedir.

Bu nedenle 24 saat altında ve ataklar halinde vertigoya neden olan Meniyer Hastalığından ayırılır. Hastaların büyük kısmı yakın zamanda geçirilmiş bir ÜSYE yaşadıklarından sıklıkla bahsetmektedirler. Hastalığa yoğun olarak kusma-bulantı eşlik etmektedir. Hastaların oldukça fazla hareket dengesizlikleri olduğundan neredeyse desteksiz hiç hareket edemez hale gelebilirler.

Hastalar eğer şikayetleri başladıktan 2-3 gün sonra acile başvurmuşsa şikayetlerinde azalma başlamış olabilir. Genelde 3 günden sonra beyindeki denge merkezleri devreye girerek durmaksızın devam eden bu baş dönmesini baskılamaya çalışmaktadır.

24 saatten uzun süren baş dönmesi kusma-bulantı şikayeti olan, ek olarak nörolojik bir soruna ait hiçbir bulgusu olmayan ve işitme kaybı olmayan bir hastada en olası tanı vestibüler nörittir. Bu hastalarda şikayetler diğer periferik vertigo nedenlerine oranla daha şiddetli olduğundan hastanın şikayetlerinin azaltılması ve hastanın yaşamakta olduğu anksiyetenin azaltılması açısından hastalıkla ilgili bilgilendirilmesi gerekir.

Hastalığın viral enfeksiyonla ilişkili olması nedeni ile tedavide en etkili ilaçlar kortizonlardır. Tedaviye hastanın kilosuna göre başlanıp azaltılarak birkaç gün içerisinde sonlandırılır. Hastalara 3 gün yoğun şikayetlerini azaltmak için antihistaminik tedavi de mutlaka verilmeli ancak 3 günden sonra bu ilaçların kesilmeli ve hastanın mutlaka yeniden hareket etmesi sağlanarak iyileşmenin hızlanmasına olanak verilmelidir.

Vestibüler Nörit hastalarında tedavinin en önemli basamaklarından biri hastanın yeniden hareket etmeye başlamasının sağlanmasıdır. Hastalar eğer uzun istirahat yaparsa bu iyileşme üzerine olumsuz etki yapmaktadır. Hastaların hareket etmekten kaçınması dengesizlik şikayetlerinin aylarca sürmesine neden olmaktadır. Bu yüzden vestibüler nörit hastalarının aktif hareket eder hale gelmesi çok önemlidir. Hastalar yaşadıkları yoğun baş dönmesi nedeniyle hareket etmekten çok korktuklarından çoğunlukla istirahat halinde kalmayı tercih etmektedirler. Hastaların bu korkuyu yenmesine yardımcı olmak ve onları yeniden hareketli yaşamlarına geri dönmeleri gerektiğine ikna etmek ve bunu yaparken onların rehabilitasyonuna yardımcı olmak bu hastalığın tedavisinin en önemli kısmını oluşturmaktadır.

Konu Başlıkları

Bu sayımızda yer alan içerikleri sitemiz üzerinden de okuyabilirsiniz. Konu başlıklarımız aşağıdaki gibidir.

Alerji

Alerji

Bir alerjenle sürekli ve tekrarlanan biçimde karşılaşıldığında kronik alerji ortaya çıkar.
Ameliyat Korkusu

Ameliyat Korkusu

Ameliyat, hem fizyolojik hem de psikolojik olarak hastayı etkileyen bir deneyimdir.
Vertigo (Baş Dönmesi)

Vertigo (Baş Dönmesi)

Vertigo hastanın etrafının dönmesi şeklinde hissettiği ve aslında olmayan bir hareketin algılandığı bir dönme veya bazen sallanma ve itilme tarzındaki bir hareket illüzyonudur.
Şu anda bu konuyu okumaktasınız.
Çocuğum Duyuyor mu?

Çocuğum Duyuyor mu?

Dünya nüfus geneline bakılacak olursa, 466 milyon insanın işitme kaybı yüzünden engeli vardır. Ve bunların 34 milyonunu çocuklar oluşturmaktadır. Erken teşhis ile çocukların sonraki yaşlarında işitme engelli olması önlenebilir.
Kulağa kaçan yabancı cisimler ve bu durumda yapılması gerekenler

Kulağa kaçan yabancı cisimler ve bu durumda yapılması gerekenler

Çocuk hastalarda kulak zarında hasar oluşturmamak ve çocukta duygusal travma yaşatmamak adına, tüm dış kulak yolu yabancı cisimleri için mutlaka bir KBB hekimine danışılması önemlidir.
Sinüzit ve Sinüs Cerrahileri

Sinüzit ve Sinüs Cerrahileri

Kronik sinüzitte tedavi için doktorunuz size fonksiyonel endoskopik sinüs cerrahisi önerir.
Burun Damlası Bağımlılığı

Burun Damlası Bağımlılığı

Burnu tıkanan kişi daha fazla ilaç kullanıp nefes almaya çalışır ve giderek bu bir bağımlılık haline dönüşür.
Biyopsi nedir ve nasıl yapılır?

Biyopsi nedir ve nasıl yapılır?

Muayeneyle veya radyolojik görüntüleme metodlarıyla saptanan bir kitlenin, iyi huylu - kötü huylu ayrımını yapmak için başvurulan bir tanı yöntemdir.
Burun Estetiği

Burun Estetiği

Günümüzde hem estetik hem fonksiyonel amaçla yapılan burun ameliyatları oldukça yaygınlaşmıştır ve başarıyla sonuçlanmaktadır.
Kulak Estetiği Operasyonları

Kulak Estetiği Operasyonları

Kepçe kulağı düzeltmeye yönelik birçok farklı ameliyat tekniği bulunmaktadır.
Dudak Kaldırma Ameliyatı

Dudak Kaldırma Ameliyatı

Dudak kaldırma ameliyatı, dudak dolgularına alternatif, kalıcı bir estetik ameliyattır.
Odyometri

Odyometri

Bireyin işitme fonksiyonlarının ölçüldüğü ve bu sayede işitme ve denge patolojilerinin tanı ve tedavisinde kullanılan testlerin geneline verilen isimdir.